Kalk Selahaddin,Biz Yine Geldik

Konu: Kalk Selahaddin,Biz Yine Geldik Salı Eyl. 07, 2010 4:46 am

Yıl 1917, aylardan Aralık’dır. Birinci Dünya Savaşı bütün şiddetiyle devam etmektedir. Osmanlı İmparatorluğu tam dört cephede savaşmaktadır. Filistin Cephesi’inde İngilizlerle savaşan Osmanlı ordusu büyük kayıplar vermektedir. Aynı yılın Mart ayında kendisinden kat kat zayıf olan Osmanlı ordusu karşısında ağır bir yenilgi alan İngiliz General Edmund Henry Hynman Allenby bu defa çok dikkatlidir. Türk askerinin kahramanlığını çok yakından öğrenmiş ve ve aldığı takviye kuvvetlerle Osmanlı ordusunu ağır ağır geriletmeğe başlamıştır. İttihat ve Terakki liderleri hayal içindedirler ama bu soğukkanlı Britanyalı Genaral çok gerçekçidir.

Genaral Allenby basit bir asker değildir; Sandhurst’daki meşhur Kraliyet Askeri Okulu’unda eğitim görmüş, Inniskilling Dragoons adlı seçkin süvari birliğine katılarak Bechuanaland’da savaşarak savaş tecrübesini artırmıştır. İngilizler zavallı Afrikalı Boerleri ezerken geleceğin meşhur Generali Allenby’de o savaşlarda edindiği tecrübelerden bol bol istifade etmiştir.

Uyguladığı taktikler ve teknik üstünlükle daha bir kaç ay önce yenildiği Osmanlı ordusunu 9 Aralık’da yener. Bu yenilgi kutsal Kudüs şehrinin elden çıkmasına da neden olur. Tam 730 yıl sonra Kudüs Hırıstiyanların eline geçer. Kudüs’ün elden çıkışını merhum Mehmet Akif Ersoy Viyana’da öğrenmiş ve orda şehir içinde gûya müttefikimiz olan Almanların, kendilerinin de düşmanları olan İngilizlerin bu zaferine nasıl sevindiklerini yakından görmüş ve büyük acı duymuştur. Akif dostlarına bu olayı anlatırken, sevinçle sokaklara dökülen, yenilgimizi fener alayları ile kutlayan müttefikimiz ve dostumuz Almanlar hakkındaki sıcak duygularının da nasıl birden bire yok olup gittiğini belirtmeden edemez. Çünkü Akif’in Alman dostluğunu öven şiirleri de vardır.

General Allenby doğal olarak Hırıstıyanlar tarafından ‘Kudüs Fatihi’ ünvanını haketmiştir. Allenby kendisini, 1192 Ekim’inde Selahaddin Eyyübi’nin önünde darmadağın olan İngiliz kralı 1. Richard’ın (Aslan Yürekli Rişard) intikamını almış olarak görmektedir. Haklıdır da. Çünkü artık “İslâm dünyasının bir Selahhadin Eyyubi”si yoktur.

Mağrur Britanyalı Genaral 11 Aralık 1917’de Selahaddin Eyyubi’nin mezarını ziyarete gider ve bir ayağını mezarın üzerine koyarak şöyle der: ‘Kalk Selahaddin biz yine geldik!’

Ne yazık ki o dönemde sadece Selahaddin değil tüm İslâm dünyası da ölü durumdadır ve ayağa kalkacak halimiz yoktur. Eğer Selahaddin’in varisleri o halde olmasalardı bu şımarık ‘Vikont’a Hıttin savaşında olduğu gibi haddini bildirirlerdi ve o da ataları gibi canını kurtarmak için İngiltere’ye doğru yelken açmış gemiye canını zor atardı.

Ama zaman artık Selahaddin’in zamanı değildir. Yüzyıllarca Batı’ya diz çökerten Osmanlı can çekişmektedir.

Britanyalı Genaral Allenby Kudüs’den sonra Nablus’a yönelir ve orda Yıldırım ordularınının komutasını üzerine almış Alman Generalı Liman von Sanders’i, dolayısıyla Osmanlı ordusunu büyük bir yenilgiye uğratır. Liman von Sanders istifa eder etmesine ama Şam, Humus, Halep peş peşe İngiliz’lerin eline geçer. 30 Ekim 1918 yılında Osmanlı Mondros Mütarekesi’ni imzalamak zorunda kalır.

Şubat 1919 tarihinde İngiliz Generalı Edmund Allenby’i bu kez İstanbul’da görmekteyiz. İşgal orduları komutanı olarak beyaz bir at üstünde İstanbul’a girer. Güya, Fatih Sultan Mehmed’e bu hareketiyle bir cevap vermiş olmaktadır.

General, aradan çok geçmeden, öldüğü düşünülen Türk milletinin yeniden şahlanarak kendisini ve İşgal kuvveti askerlerini İstanbul’dan kovacağını hayal bile etmemektedir. Ama bir kez daha Hakk Türk milletinin yanındadır ve bu küstah General, Türk topraklarını terkederek Mısır’a gider. 1919 ve 1925 yılları arasında, Osmanlı’dan koparılan Mısır’ın krallık Komiseri olarak görev yapar.

Tabiiki şimdi İsrail topraklarını Yahudilere adeta hediye eden bu tür İngiliz dostlar unutulmamışlardır. Bugün Tel Aviv’in ana caddesinin ismi Allenby Street ismini taşırken, İsrail ile Ürdün arasındaki Şeria Nehri üzerindeki geçiş noktasındaki köprünün adı da Alleny Köprüsü’dür.

İşte Batı’lı askeriyle, memuruyla, öğrencisi ile bu kadar şuurludur ve gerektiğinde yüzyıllar öncesinin hesabını sorabilmektedir.

Bugünlerde sık sık adını yeniden duyduğumuz Filistin, Gazze, Kudüs gibi daha 100 yıl önce Türklerin hakim olduğu topraklardaki savaşları, acıları öğrenmeden, o acılardan derin bir tarih şuuru ile ders çıkarmadan olaylara basit gözlerle bakmak yanlış olur.

» Selahaddin Eyyubi